YANMAYANIN AYDINLIĞI OLMAZ!


YANMAYANIN AYDINLIĞI OLMAZ!


Yanmak için bilmek gerek.
Bilmek için okumak, okuduğunu düşünmek, düşündüğünü uygulayabilmek gerek.
Bunları yapabilmek için de, feraset sahibi olmak gerek.
Feraset; sezginin ötesinde, zihin uyanıklığı ve bir şeyi çabucak anlama kabiliyetidir.
Feraset iki türlüdür. 
Birincisi; doğuştan gelen bir sezgi ile kişilerin ruhsal, zihinsel halini ve yeteneklerini duruşundan, tavrından anlamaktır.
İkincisi ise sonradan kazanılan, çeşitli huy ve mizaçları bilmek sonucunda ortaya çıkandır.
Feraset sahibi kişiler; ileri görüşlü, sezgileriyle bilgilerini birleştiren ve bu birleşimi bir potada eritip, değerlendirebilenlerdir.
Ferasetli kişiler, öncelikle iyi bir dinleyici ve gözlemcidirler.
Herkesi dinler, gözlemler, kendi içinde değerlendirirler.
Olaylara yaklaşımları da farklıdır.
Bakış açıları geniş, detaylara önem veren, sezgileri doğrutusunda hareket eden ve en doğru kararı, cüz-i iradeleriyle alanlardır.
Allah'ın kendilerine bahşettiği bu lütfun farkında olan, şükredenlerdir.
Bu yeteneklerini de, iyiliğe, doğruluğa, güzelliklere yansıtanlardır.
Her yaptıkları işi Hakk'a inanarak, doğrulukla ve hakkaniyetle yapanlardır.
Feraset sahibi kişiler; mum misali yanıp, etraflarını aydınlatanlardır.
"Mümin'in ferasetinden sakınınız. Çünkü o, Allah'ın nuruyla bakar." buyurulmuştur.
Rabbim cümlemizi feraset sahibi kişilerle dost eylesin inşallah.
SEVGİ, SAYGI ve HÜRMETLE...