TATLI TELAŞ


Gurbete gidenin vazgeçilmez hediyesi, Eylül de öğrencinin harçlığı, sofrada mayhoş tadıyla kompostosu, evlenecek gençlerin çeyiz parası.

Siz değerli okurlarımızla, kısa bir yolculuk yapalım istedim. Yurdumuzun bütün illerinin bir birinden özel ve güzel olduğunu hepimiz biliyoruz. Her şehrin havası, suyu, kültürü yetiştirilen tarım ürünleri yemek çeşitleri birbirinden farklı oldukça güzeldir. Malatya denlince aklımıza o tatlı bal gibi kayısısı geliyor.
Kendimde Malatyalı olduğum için bu tatlı telaşın nasıl zahmetlerle yapıldığını biliyorum. Adi gibi tatlı, fakat meşakkatli bir iştir Kayısı.


Mart ayında gübreleme ve ilaçlama ile başlayan telaş Ağustos ayına kadar sürmektedir. Nisan aylarında kayısı ağaçlarının çiçek açması ile yöre insanında doğa ananın korkusu sarıyor. Ani değişen bahar havasıyla soğuk, hava koşulları 
o umut bağlanan çiçekleri bir saat içinde hiç açmamış gibi soldurabiliyor.
Mevsim iyi ve ılıman geçerse o çiçekler rızıkla dönüşüyor. Kayısı, Çağla denilen o kıvama geldiğinde yöre halkı rahat bir nefes alıyor. Sonrasında hafif bir şekerleme tadıyla birlikte sarı rengini almaya başlıyor. Bu sarı renk artık çiftçimize şu mesajı veriyor. Sen malzeme ve tarım isçisi tedarik edebilirsin. Hüdai olarak bilinen cinsi yöre halkı tarafından kompostoluk olarakta hazırlanır. Bu türün dayanma şansı diğer çeşitlere göre daha az olduğundan öncelikle onu kuruturlar. Tabi ki, bu arada şekerpare tam kıvamını almıştır. İslimleme dediğimiz işleme başlanır buda ihraç 
malı olarak veya yurtiçinde tüketime sunulur.

Unuttuğumu sanmayın, gün kurusu ya da, esmer kayısı neden esmer. Sadece hasat edilip hiç bir işleme tabi olmadan direkt özel kurutma filelerine serilir. Bilmem gün kurusu çekirdeği yiyeniniz oldu mu? oda ayrı bir güzeldir. İki aylık yapım aşamasında pek çok zahmetle çekilmektedir. Benim yapım aşamasında olmazsa olmazım çok titiz ve hijyen içerisinde yapmaya özen göstermektir. Lezzeti kadar sağlıklı şekilde sofralara sunulması gereklidir. Eğer yolunuz bir gün Malatya’ya düşerse, yörede ‘’ŞİRE’’ pazarı olarak bilinen yere gittiğiniz de kayısının her çeşidi ile karşılaşmaya hazır olun. İnsanları sıcak ve misafirperver olduklarından ağzınızı tatlandırmadan gitmenize izin vermeyeceklerdir mutlaka ikramda bulunurlar. Buda Malatya insanın tatlı ve şirin olduğunun kanıtıdır..

Doğunun incisi olarak bilinen kendimde Malatya’mızın güzide bir ferdi olarak, kültürümüzü paylaşmaktan onur duydum.

Saygılarımla,
Hüsne YAŞAR