Sakat mı? Özürlü mü? Engelli mi? Desek


Sakat mı?
Toplum bu üç kelimenin kullanılması bakımından oldukça sıkıntı yaşıyor. İlk olarak 1960 yılında, Türkiye Sakatlar Derneği kurulduğunda Sakatlar kelimesi kullanılıyordu. Daha sonra Sakat kelimesi acındırası ve Aşağılayıcı bulundu. Hepiniz hatırlarsınız bir futbol maçını anlatan spiker maç anlatımında Rıdvan Sakatlandı ve maçtan çıktı derdi. Durumun anlık aktarımı dile getirildiğinden seyirci tarafından yadırganmazdı. Kişisel olarak söylendiğinde kulağa sert ve fazlaca itici geliyor değil mi.?

Özürlü mü?
Daha sonra Özürlü kelimesi kullanılmaya başlandı. Ancak oda defolu manasını taşıdığı için, ondan da vazgeçildi. Mizahi olarak, çok sevdiğim ülkemizin değerli sanatçısı, rahmetli Kemal Sunal’ın isimler konusunda oynamış olduğu filmlerinden örnek vermek istiyorum.

Örneğin;
Mübarek üç aylarımız (Recep, Şaban, Ramazan,) bu aylarda doğan çocuklara bu isimler verilirdi. Ancak Kemal Sunalın çevirmiş olduğu filmler Şaban, Abdi, Şakir, Kamil, Rıfkı gibi isimler sanki aptal ve salak tiplemesi gibi algılandığından insanlar bu tür isimleri çocuklarına vermemeye başladılar. Bununla birlikte dini değerlerimizin hatta Anne ve Babalarımızın Atalarımızın isimlerini de, yaşatmıyoruz.

Engelli mi?
Gelelim Engelli kelimesine daha çağdaş ve kibar olduğu düşünülüyor. Fakat bence asıl mesele isimden çok engellilerin yaşamış oldukları Mimari yapıların düzenlenmesi, İstihdam, Eğitim, Sağlık gibi temel sorunlarının değişmemesi iyi niyetli çalışmalar yapılması sorunları iyi niyetle değil koruyucu Yasalarla çözülmesidir. Esasında, sorunlar yaşayanlara sorulsa her şey çözülecek tabi soran olursa. İlerleyen zamanlarda engelli kelimesini de beğenmeyip neye göre, kime göre diyerek değiştirmeye kalkacağız.

Saygılarımla,
Adnan SAYGILI