Öyle Uzaktı Ki Aşk


Öyle uzaktı ki aşk, 
Bir adam siyah saçlarıyla boğuyordu çocukluğumu..
Karanlık üzerimi örttükçe, 
Masal fısıltısı bekledim yıldızlardan
Oysa ay, 
Şehvetli bir geceye sokulmuştu usulca
Ben ağlamaklı masalların serinliğinde üşüdüm..
Yüzsüzlere yüz vermediğim içindir,
Hep yüreğimden öpülerek ölürüm...

Kanıma dokunuyor..
Bir adam, 
Cenabet salalarla gömüyor duygularımı
Toprak yakasına yapışıyor mecazi gözlerimin..
Ve kirli yağmurlar içinden geçiyor bembeyaz bulutların, 
Sıkılarak..!

İki büklüm içime düşen bir çocuk,
Ki göbeğini kendi keserken ağlamıştı hep..
Nice ölümlü aşklar pazar tezgahlarında 
Dikenli tellere takılan saçlarını yoluyordu
Kaç asır lazım unutmak için onu ?
Veyahut,
Söylesin, 
Uğruna ölünecek son dua var mı bana dair ?

Bir adam, 
kaf dağına galiz küfürler ederken
Elvan kanatlarımla 
Uzak sevda ülkelerine süzülen ben idim...
Çalıntı düşler bıraktım bir serçenin yorgun bacağına...

Ya ben çok yalnızdım, 
Ya da yalnızlığımın kimsesi yoktu...