Duygusal Bağımlılık Nedir ?


Duygusal bağımlılık neden oluşur ?
İlişkilerde duygusal bağımlılık zararlı mıdır ?
Duygusal bağımlılık düzeltilebilir mi?
 
Bağımlılık bir yapıdır, davranış biçimidir ve öğrenilmiştir. Genellikle de aileden aktarılır, özellikle psikanalitik bir noktadan yorumlayacak olursak kişinin anne ile olan ilişkisi, bunun tohumlarını atar. Daha sonraki hayat müdahaleleriyle de kişi ilişki bağımlılığına doğru yolculuğuna başlar. Burada kişiler ve durumlar değişebilir. Bağımlılık geliştirilen kişi bazen tek kişi ile sınırlıdır, bazen tek kişi olmayabilir.  Bağımlılık her zaman bir kişiye de olmak zorunda değil. Bazen insana bazen bir nesneye bazen bir hayvana…Önemli olan kişinin iç dünyasındaki  buhran sevgisizlik yalnızlıktan kurtarın veya alışkanlıklarımızın yerini dolduracak bir şey olmasıdır. 

PEKİ NEDEN BAĞLANMA İHTİYACI DUYARIZ  ?
1)Anne-çocuk ilişkisinden sonra belki eşe, belki sevgiliye, belki öğretmene, sınıf arkadaşına yönelen bağımlılıklar neden ortaya çıkıyor? Öncelikle anne-çocuk arasındaki ilişkiden kaynaklanır. İlk 6 ayda, çocuk ilk ilişkiyi bütün fiziksel ihtiyaçlarını karşılayan “bakım veren” kişi ile kurar. Çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak üzerine kurulan bir düzen vardır. Çocuğun ihtiyaçları karşılanırken bazen ‘çok fazla’ doyum sağlar çocuk, istediği daha istemeden ona sunulur. Herkes onu mutlu ve tatmin etmek için el pençe divan durumundadır. Kişide eğer böyle bir dinamik var ise, diğerleri tarafından sürekli bir mutlu edilmesi gerektiğine dair bir düşüncesi ve bunun normal olduğuna dair de bir inancı vardır. O, birlikte olduğu herkes tarafından mutlu edilmelidir. Bu onun için normalleştirdiği bir durumdur çünkü bu bilgi verilmiştir ona.
 
2) Ailesel taraftır. Eğer kişi ailede yeteri kadar şefkat görmez, sevgi almaz, kendisini değerli hissetmez ve ailede kendisine karşı olumsuz bir tutumun varlığını hisseder ise bu durum kişinin benlik algısını olumsuz yönde şekillendirebilir. Kendisi için olmadığı halde ‘Ben hiçbir şeyim’ düşüncesi var olabilir. Bu yüzden de ilişkilerinin içerisinde ise karşı taraftan ilgi ve şefkat almak ister sürekli buraya meyleder, karşı tarafı hiçbir şekilde kaybetmek istemez. Çünkü ailesinde alamadıklarını onun yanında almış; kendini değerli hissetmiş, sevilmiş ve dokunsal ihtiyaçlarını karşılamıştır. İhtiyaç duyulan her şey karşıdaki kişi tarafından karşılanmıştır. Burada da görüldüğü gibi yine çocukluk ve aile etmenleri ileriki yaşamımızda oluşturduğumuz karakteri  ve yapıyı etkiledi. Konuya dönecek olursak eğer bu süreçler doğrultusunda yaşadığımız her şey bizi zararlı bağımlılığa iter. Fakat yaşadığımız aile veya duygusal ilişkiler bağlı olmak önemlidir. Bağlılık ile bağımlılık farklı şeylerdir ve birbirine karıştırmamalıdır.Bağımlılık ve bağlılık farklı şeylerdir. İlişkilerde bağlılık, bir kişiye özgürce sevgi ve saygı ile yakınlık duymak ve yakınlık göstermek demektir; bağımlılık ise, başka bir kişiye bağlı olmak, muhtaç olmak, özgür ve özerk olmamak demektir.
 
 
İLİŞKİLERDE BAĞIMLILIK ZARARLI MIDIR?
Her şeyin fazlası zararlı olduğu gibi bağımlılığın da fazlası zararlıdır. Bir ilişkide fazla bağlılık kişinin kendi benliğini hiçe sayıp tamamen kaybetmesine sebep olur. Bir süre sonra karşıdaki kişi tarafından hiç olma konumuna geliriz. Kendimizin söz sahibi olmamasına sebebiyet veririz. Güçsüz bir kişilik olarak dururuz.

DUYGUSAL BAĞIMLILIK DÜZELTİLEBİLİR Mİ ?
Pek çok bağımlılıkta kontrollü bir şekilde ilaç kullanılması gerektiği bilinir fakat ilişkisel bir bağımlılık örüntüsünde aynı süreç işlemez. Bu yüzden kişinin bir psikoterapi sürecinden geçmesi daha uygundur. Bu süreç içerisinde kişinin kendini tanıması,
fark etmesi ve yeniden ortaya çıkarması mümkündür, bu sayede kendi benliğinin farkında olarak sağlıklı ve bağlı ilişkiler kurabilir. Psikoterapi ise kendimize yaptığımız bu keşif yolcuğunun güvenli ve destekleyici yoludur.
                                                                                                                         
 
Saygılarımla,
Senanur PEHLİVAN