Mehmet ALTUNOVA / Yönetim Kurulu Başkanı

Mehmet ALTUNOVA / Yönetim Kurulu Başkanı

Mehmet ALTUNOVA / Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
  • Google Plus
  • Youtube
  • Instagram
  • LinkedIn

İSTİHBARAT

23 Ocak 2020 - 23:29 - Güncelleme: 29 Eylül 2021 - 01:30

İstihbarat, kelime manası itibariyle Arapça İstihbarat kelimesinin çoğulu olarak; haberler veya yeni öğrenilen bilgiler, haber alma demektir. Teknik olarak İstihbarat, muhtelif imkan ve vasıtaları kullanarak herhangi bir konuda enformatik materyal temini ve temin edilen bilgilerin ham halden kurtarılarak işlenmesi, kıymetlendirilmesi ve yorumlanarak bunlardan bir netice çıkarılmasıyla ilgili faaliyettir.
 
Dünya tarihinde bir devre mührünü basan askeri liderlerden Napolyon Bonapart'ın "iyi bir mevkide konuşlandırılmıştır bir casusun temin edebildiği bilgi ve haberlerin, bazen birkaç tümen askerden daha fazla önem arz ettiği" şeklindeki sözleri istihbaratın ne derecede önemli bir faaliyet ve hayat sahası olduğunu göstermektedir.
 İstihbarat, günün şartlarına uygun olarak geliştirilen çok yönlü bir konudur. Muhtelif kitap ve lügatlerde, istihbarat, "akıl, zeka, anlayış, malümat, haber, bilgi, vukuf, işitilen haberler, muteber olan havadis, duyulan şeyler, toplanan haberler, alınan haberler, bilgi toplama, haber alma" olarak tarif edilmektedir.
 
İstihbarat, bir sosyal bilim dalı ve aynı zamanda bir zanaattır. Milli güvenlik politikasının temel parçası olan istihbaratın, doğru kullanıldığında düşmanın diğer hatlarına ulaşmasını engelleyecek ilk savunma hattı olduğu unutulmamalıdır. İstihbaratı önemsemeyen bir devletin, gözleri bağlı şekilde maraton koşmaya çalışan bir sporcudan hiçbir farkı yoktur.
 "Devlet İstihbaratı, Devletin bütünlüğünü, rejimin emniyetini sağlamak için, milli politika ile tespit edilen milli hedefleri elde etmek üzere devlet organlarının yaptığı istihbaratın tümüdür. Başka bir ifadeyle, Milli Güvenlik Politikaları'nın oluşturulması için gerekli bilgileri sağlayan ve ilgili bütün devlet İstihbarat kuruluşlarının işbirliği ve koordinasyonu ile üretilen istihbarattır."
 Geleceği görebilmek, muhtemel sorunlar hakkında önceden bilgi sahibi olabilmek, olayların gerçek nedenlerine ulaşabilmek, ancak sağlıklı istihbarat üretimi ile mümkün olabilir. Haber, ham bilgiyi ifade eder. İstihbaratın üretilebilmesi için ise, sadece haberin, bilginin ve belgenin toplanması yeterli değildir. Elde edilen haberin, bilginin ve belgenin belli bir sistematik içerisinde işlenmesi gerekir. Önemli bir haber, doğru bir şekilde değerlendirilemediği takdirde, yanıltıcı sonuçlara yol açabilir.
 İstihbarat faliyetleri kesintisiz süren bir çalışmadır ve bu faaliyet, bütün İstihbarat kuruluşları tarafından bir çarka benzetilir. Çarkın birincisi safhasında, devletin Milli Güvenlik Politikaları doğrultusunda İstihbarat ihtiyaçları tespit edilir ve operasyon birimlerine iletilir. İkinci safhada, operasyon birimleri, belirli planlar doğrultusunda açık ve kapalı kaynaklardan haberleri toplar ve değerlendirme ünitesine aktarır. Üçüncü safhada, operasyon birimlerinden ve servis dışı kurumlardan gelen haber, bilgi ve belgeler değerlendirme ünitesinde analize tabi tutularak işlenir ve istihbarat niteliği kazanan raporlar yayınlanır. Yani, kullanılmak üzere, zamanında süratle ilgili kuruma ulaştırılır. Dördüncü safhada ise, ilgili kurumlar yalnız bu İstihbaratı kullanmakla kalmazlar, sürekli olarak gözden geçirilen ve değerlendirilen öncelikler çerçevesinde yeni İstihbarat ihtiyaçlarını tespit ederler.
    İşte, birbirini takip eden dört safhadan oluşan ve dördüncü safhasından sonra yeniden ilk safhaya dönülen bu faaliyete İstihbarat Çarkı adı verilmektedir.
 İstihbarat oluşumu sürecinin temel taşı olan haberlerin toplanmasında faydalanılan kaynaklar, “açık” ve “kapalı” olmak üzere ikiye ayrılır. Gazete, dergi, kitap, radyo ve televizyon yayınları ile internet siteleri, açık kaynakları oluşturur. Kapalı kaynaklar ise, çeşitli haber toplama metotlarıyla birlikte teknolojinin kullanımı ile belirli bir istihbarat ihtiyacı konusunda haber derleme kabiliyetine sahip kişilerden oluşur, burda Sosyal İstihbarat örnek olarak gösterilebilir. 
 Sosyal İstihbarat, Toplumsal yapıya yönelik olarak gerçekleştirilen bilgi toplama faaliyetidir. Sosyal istihbarat, 8 temel alana yönelir. Bunlar;
-Nüfus (Yerleşim, yaş ve cinsiyet, iş gücü, ırk grupları, etnik gruplar),
-Sosyal karakteristikler (Etnik çeşitlilik, aşiretçilik, sosyal skala, resmi ve gayrı resmi örgütler, mülkiyet düzeni),
-Kamuoyu ve bu çerçevede basın yayın araçları,
-Eğitim durumu,
-Din (Dini grupların karar alma sürecine etkileri, dinin yapısı, dini gruplar arası ilişkiler),
-Sağlık ve sosyal güvenlik sistemi,
-Genel kültürel özellikler,
-Zihniyet Analizi, olarak söylenilebilinir. 
 Türkiye, jeopolitik konumu itibariyle yüzyıllardır düşmanların gözdesi haline gelmiştir. Tarihimizde istihbaratın ne kadar önemli olduğunu idrak edebilen devlet büyüklerimiz, bunu askeri-siyasi başarıyla taçlandırırken, önemini kavrayamayan ya da bu işte başarısız olanlar ise mağlup olmuştur. Bugün bile içerde ve dışarda ve özellikle Suriye ve Irak sınırlarımızda yabancı istihbarat servisleri cirit atarken, Ortadoğu’daki “abilik” statüsünü misyon edinmiş olan ülkemizde istihbarat bilincinin ne yazık ki istenilen seviyede olmadığı görülmektedir. İstihbarat konusunda sadece ilgili devlet kurumlarına iş düşmemekte, yabancı istihbarat kurumlarına koz verilmemesi amacıyla vatandaşlarımıza da sorumluluk düşmektedir. Bu nedenle halkımıza istihbarat bilinci kazandırılmalı, özellikle de doğru sosyal medya kullanımı konusunda farkındalık oluşturulmalıdır. Böylece vatandaşlarımızın yabancı güçlerin ülkemiz üzerindeki planlarını fark etmeleri ve güncel meseleleri daha doğru okuyup, analiz edebilmeleri sağlanabilir. Toplumdaki doğru istihbarat bilinci ve güçlü istihbarat kurumlarıyla “gelişmiş ülke” seviyesine daha kolay ulaşılabilir.

 
 

Bu yazı 18007 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum