NE KADAR OKUYABİLİYORUZ?
Bahar ÖNDER

Bahar ÖNDER

Bahar ÖNDER / Eğitimci,Yaşam Koçu

NE KADAR OKUYABİLİYORUZ?

14 Aralık 2018 - 22:14

NE KADAR OKUYABİLİYORUZ?

Yaradan'ın ilk emridir OKU!
Henüz yazılan bir şey yokken verilen bu emir,Tevekkül gerektiriyor.
Tevekkül;Yaradan'a tüm benliğinle güvenmek,dayanmak,bağlanmak,boyun eğmek ve her şeyi O'ndan bilmektir.
Yazmak için okumak,okumak için de görmek,işitmek,hissetmek (Manevi anlamda) gerek. Görmek gerek; Baktığımız her yerde okumamız gereken birşeyler mutlaka vardır.
Başımızı gündüz göğe çevirdiğimizde;sonsuz büyüklüğü, mavinin her tonunu,birbirinden farklı boyutlarda,neşe içinde uçuşan kuşları,böcekleri ve pırıl pırıl parlayan güneşi... Gece aynı gökyüzüne baktığımızda;simsiyah bir boşlukta göz kırpan yıldızları,şekilden şekile giren ay'ın dünyamızı aydınlatmaya çalıştığını görüyoruz.
İşitmek gerek; Hangimiz bir dere,deniz ya da çeşme başında,suyun huzur veren muhteşem sesini duymadık? Bir yaz günü cıvıl cıvıl kuş sesleri ile uyanmadık? Gece ağustos böceklerinin sesini duymayan oldu mu? Hissetmek gerek; Mevsimleri hissettiğimiz gibi... Baharda;ılıman havanın doğayı canlandırması,ağaçların rengarenk çiçeklenmesi ve tüm yeryüzünün yeşile bürünmesi... Yaz'ın sıcağında;ağaçlardaki çiçeklerin çeşit çeşit meyveye dönüşmesi... Hazan'da;yaprakların sararıp tek tek dökülmesi ve uzun bir yorğunluğun ardından,dinlenmek için kışın gelmesi gibi.
Etrafımızdaki insanlara baktığımızda;gülümseyen bir yüzün mutlu,ağlayan birinin üzgün,sürekli bağırıp çağıran kişilerin kin ve öfke dolu olduğunu hissedebiliyoruz.
Yaşlıların kırışıklıklarla dolu yüzlerinde;yılların yaşanmışlıklarla kazanılmış, tecrübelerinin düzlüğünü; Yetim ve Öksüzlerin çökmüş omuzlarında,eksikliğin ağırlığını; Hastaların umutla bakan gözlerinde,sabretmenin şifasını; Çocukların bilinmez yarınların karanlığına ışıl ışıl bakan gözlerindeki;çakmak çakmak aydınlığı görebilmektir okumanın maneviyatı... Tüm benliğimizle baktıklarımızı görmeye çalıştığımızda,okumamız gerekenin öncelikle,kendimiz olduğunu anlıyoruz. Kendimizi tanımak, baktıklarımızdan neler gördüğümüz,neler hissettiğimiz ve bu hissiyatla nasıl davranışlar sergilediğimizdir.
Buraya kadar OKU! emrinin manevi ve insani boyutunu ortaya çıkardık.
Bu maneviyat,bizlere verilen emrin ne denli azametli olduğunu iliklerimize kadar hissettiriyor. Görmek,işitmek,hissetmek demiştik:
Bir harf öğretirken;önce gösteriyor,sonra o harfin ismini söylüyoruz.Öğrenilen harfleri hece yaptırırken,hissettiriyor ve anlamalarını sağlıyoruz.
(Bu,şu,o vb.gibi) Görmek,işitmek ve hissetmekle başlayan OKU yolculuğumuz, binlerce kelimeye bürünerek ciltler dolusu yazılı kitaplara dönüşüyor.
Ve bizler bu dönüşümde küçücükte olsa,bir parça katkıda bulunabiliyorsak,insan olmanın manevi doruklarına ulaşmanın doyumsuz hazzını yaşıyoruz.
Allah'ın aslanı,Peygamber Efendimiz'in damadı Hz.Ali'nin,"Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum."sözü; öğrenmenin,öğretmenin değerini gözler önüne seriyor.
Salât ve selam onların üzerine olsun...
Görürsek;okuruz, Okursak;anlarız, Anlarsak;yaparız, Yaparsak;yanarız, Yanarsak;ışık olur etrafımıza yayarız.(Bahar Önder) Okumanın-yazmanın manevi boyutunu hissedenlere...
SONSUZ SEVGİ ve SAYGILARIMLA...

Bu yazı 2625 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum